Kendimi aklımın uydurduğu bir öykünün içinde yaşarken anımsadım. O zaman içinde çok fazla acı barındıran güzel bir öyküydü, baktım şimdi de öykü olmuş(um). Benim yaşadığım içsel süreç dış dünyada çok yavaş akan ve bu akıntıyla beni de fark etmeden sürükleyen bir kabustu. Ama yaşarken gerçek dışılığını göremedim. Gerçeğe toslayınca fark ettim, ama en gerçek acı hangisine ait, bilemedim. Şimdi de gerçeğin çok dışında yüksek bir olasılığım, ama biliyorum:
Dünyaya eskisinden daha yakınım.

"yörüngede kal
yörüngede kal
yörüngede kal"

Ilık ılık kar konuyor yerlere, saçta polen mevsimi. Her yeni an bize eskiyi hatırlatarak günlere yazık ediyorsun sonbahar. Uzun yolda cam kenarının tadı ancak kalp kırıklarıyla çıkarılabiliyor, ben yolculukları ağlatırdım. Biraz daha gerçek olmanın acısını yol kenarlarında, yabancıların yansımalarında çıkarttım.

İçli biriyim, olayların içinde değilim, dışında da kalamıyorum. Kalabalık insanları sevemiyorum ama tamamen yalnız da kalamıyorum.Suskunluğun düşü bu. Bir şekilde kayboldum. Attığım her huzurlu adım, attığım en huzurlu adım beni kuramsal bir cennete götürdü. Ayaklarım basmıyor bir türlü yerleri titretemiyorum ama yürüyorum, kayboluyorum, birik(tir)iyorum.
Bir gün okyanusa döküleceğim söylemediklerim için. Söylemediklerim, beni dışta kılan ve bana acıyı yaşatan, başıma gelen tüm kötü ve güzel sebepler için. Başıma geldiğin her an için okyanusa döküleceğim.

Alice Boman - Waiting

Comments

Popular Posts